GEBZE'NİN TARİHİ YERLERİ ve DOĞAL GÜZELLİKLERİ

Eskihisar Kalesi    
 



    Eskihisar Kalesi (Gebze) Kocaeli Gebze ilçesi, Eskihisar Köyü’ndeki Eskihisar Kalesi deniz kıyısında dik yamaçlı bir tepe üzerinde limanı korumak amacı ile yapılmıştır Kalenin kesin yapım tarihini gösteren bir kitabe bulunmamaktadır Büyük olasılıkla bu kale Bizans döneminde yapılmıştır
    Eskihisar Kalesi’nden ilk kez Georgios Akropolite 1241 yılında söz etmiş, ardından Palekanon Savaşı nedeniyle de tarihte ismi geçmiştir Latin İmparatorluğu’nun yöreye hakim olduğu dönemde bu kalenin isminden sık sık söz edilmiştir O dönemde İznik İmparatoru III İonidis Kocaeli yarımadasını ve buradaki kaleleri ele geçirmiştir Bu olaylara göre, Eskihisar Kalesi’nin 1241 yılında var olduğu anlaşılmaktadır
     Eskihisar Kalesi ve surları üç aşamalı olarak yapılmıştır Kalenin iç surları I Manuel Komnenos (1143-1180) tarafından XII yüzyılda; kalenin peçe duvarları İznik İmparatoru II Ducas-Vatatzes (1222-1254) tarafından 1241’de; dış surlar ve güneydoğu köşesindeki burç Paleologoslar döneminde (1261-1453), yaklaşık 1300 yıllarında yapılmıştır
    Kalenin yapı üslubu Bizans Konenoslar dönemine (1081-1185) işaret etmektedir Nitekim İstanbul Edirnekapı’daki Anemas Zindanları ile İmparator Manuel Komnenos’un (1148-1180) yaptırmış olduğu İstanbul surları işçilik yönünden Eskihisar’a çok yakın benzerlikler göstermektedir
    Mimari yönden incelendiğinde, Eskihisar Kalesi’nin iç ve dış olmak üzere iki bölümden meydana geldiği görülmektedir Kale dikdörtgen plan şemasına sahip olup, dördü yarım daire, altısı da dörtgen kulelerle duvarları sağlamlaştırılmıştır Kale girişi iki kule arasındadır Bunun dışında üçü avluda, üçü de dış avluda olmak üzere altı kapısı daha bulunmaktadır Bu kulelerin mazgalsız olarak yapılmış olmalarının nedeni de aydınlanamamıştır
    Kalenin yapımında kaba yontma taş ile tuğlalar kullanılmıştır Duvar kalınlıkları 1 50-1 60 m arasında değişmekte olup, duvarlarda bir sıra tuğla dizisini bir sıra taş dizisi izlemektedir Duvarların bazı yerlerinde iki veya üç tuğla dizisinden sonra, bir sıra taş dizisinin yapıldığı da görülmüştür Ayrıca taş sıralarının iki yanına dikine veya enlemesine yerleştirilmiş tuğlalarla da cephe hareketli bir görünüm kazanmıştır Duvarların bazı bölümlerinde ise taş dizileri dört bir yandan tuğlalarla çevrelenmiştir Özellikle Bizans İmparatorluğu’nun son dönemi olan Paleologoslar döneminde (1261-1453) ortaya çıkan bu tür duvar işçiliği İstanbul’da Blakerna Sarayı ile Edirnekapı surlarında da görülmektedir
    Eskihisar Kalesi’nde dış surlara iç surlar kadar önem verilmemiş bundan ötürü de yalnızca moloz taşlar kullanılmış, tuğlaya yer verilmemiştir Paleologoslar döneminde yapıldığı sanılan dış surların büyük bir bölümü yıkılarak ortadan kalkmıştır
    Eskihisar Kalesi’nin doğu yönündeki ilk altı kule arasında uzanan sur duvarları avlu seviyesinden başlayarak kademe kademe yükselmiştir Dış avlu duvarları arasında L harfine benzeyen kulelerin arası 30-60 m arasında değişmektedir Sur duvarları altıncı kulenin köşesinden doğuya yöneldikten sonra kuzeye doğru sert bir dirsek yaparak dönmektedir Ardından yedinci kulenin doğusunda yeni bir dirsek daha yaparak batıya doğru uzanmış ve üçüncü kulenin kuzeybatı köşesinde sona ermiştir
    Eskihisar’ın İç Kalesi 30 00x63 00 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Üç kulesi, iki kapısı ve bir de kumandan dairesinden meydana gelmiştir Günümüze ulaşabilen kalıntılardan kulelerin dörtgen biçimde olduğu anlaşılmaktadır Kumandan yeri olarak nitelenen yapı İç Kale’nin kuzeybatı köşesindedir Bu yapı 16 00x10 00 m ölçüsünde, dikdörtgen planlı ve iki katlıdır Bu bölüm tonoz örtülü bir bodrumun üzerinde yükselmektedir Kuzey yönü dışında kalan duvarlarda bazı pencereler olduğu da dikkati çekmektedir
    Eskihisar Kalesi’nin duvarları tuğla bezemelerle süslenmiş ve böylece hareketli bir dış görünüm elde edilmiştir Kumandan dairesinin batı duvarında yuvarlak tuğlalardan oluşmuş bir motif bulunmaktadır Burada iç içe geçmiş üç daire görülmektedir Bunlardan ilkinde tuğlalar düz, ikincisinde dikine, üçüncüsünde yine düz bezemelidir Küçük tuğla parçaları ile uçları doldurulmuş olan bir yıldız motifi de bu kompozisyonu tamamlamıştır Ayrıca güneyde Bizans mimarisinde yaygın biçimde kullanılan gamalı haça benzer bir meander motifi de bulunmaktadır Kalenin ana girişinin doğusundaki kulenin batı duvarında da yine tuğlalardan yapılmış üçgen motifi dikkati çekmektedir Tabanı yukarıya doğru üçgen motifi şeklindeki bu bezeme kalenin diğer duvarlarında da yer yer görülmektedir
    Eskihisar Kalesi Kültür Bakanlığı tarafından 1995-2000 yılında onarılmaya başlanmış ve çevresinde de Kocaeli Müzesi Müdürlüğü tarafından kazılar yapılmıştır Bu kazılarda sırlı sırsız Bizans keramikleri, kırık mimari parçalar, testiler, kabartma haç motifli kitabeler ele geçmiştir Son yıllardaki çalışmalarda kalenin altında 8 sütunlu ve 15 kubbeli bizans sarnıcı ile kale çevresinde 1 025 seyirci kapasiteli tiyatro ortaya çıkarılmıştır.
 
Osman Hamdi Bey 1842-1910
 
    Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Gebze ve cıvar köyleri İmparatorluğun üst düzeyi için sayfiye yerleri idi.

    Osman Hamdi Beyin babasınında Eskihisar köyünde konağı vardı.
 
    

Bu konağa gidiş gelişlerinde Osman Hamdi Bey, Eskihisarı sever ve deniz kenarından 28 dönüm arazi satın alır.
    1884 Yılında planını kendisinin çizdiği (bugün müze olan) köşkü inşa ettirerek zamanının çoğunu burada geçirmeye başlar. Köşke kayıkhane ve resimhane( Resim atölyesi) daha sonra eklenir.
    Köşk, I.nci Dünya Savaşında Karargah Komutanının emrine ,daha sonra Kurtuluş Savaşının belli dönemlerinde Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’ye tahsis edilir.
    1966 da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılan Köşk müze 
 
BALLIKAYALAR VADİSİ

Ballıkayalar Vadisi Kocaeli ili, Gebze ilçesi Tavşanlı köyü yakınlarındadır.


 
Ballıkayalar Kanyon’u ; uzunluğu 2 km. genişliği 40-80 m.yüksekliği 80-100 metreye kadar çıkan Ballıkayalar Vadisi’ nin Ballıkaya Deresi tarafından kireçtaşları içerisinde oyulması ile açılmıştır. Dere, kanyon boyunca , küçük şelaleler ve göllenmeler oluşturduktan sonra Tavşanlıdere adıyla güneyde Marmara Denizine kavuşur. Vadinin doğu yamaçları batıya göre daha eğimlidir. 1847 hektarlık bölümü 1995 yılında Tabiat Parkı olarak ayrılmıştır.

   Atmaca, alacakarga, erkemez, hüthüt, tarla kuşu, bülbül kuşu Çakal, tilki, tavşan, domuz, köstebek Tabiat Parkı içerisinde rastlanılan hayvanlardır.

    Ballıkayalar Vadisi, kendinizi birdenbire doğanın kucağında bulacağınız eşşiz bir dinlenme yeri. Vadi, yürüyüş, kaya tırmanışı gibi doğa sporları için çok elverişli. Ayrıca temiz havada, ırmak kenarında piknik yapmak isteyenlerin tercih edebileceği bir mesire yeri.

    Kanyon ismini arıların mağaraları kovan olarak kullanıp bal yapmalarından almış. Zamanla bölge, bal mağaraları, ballı mağaralar, bal kayaları, ballıkayalar olarak farklı şekillerde anılmaya başlamış Ballıkayalar Tabiat Parkı´ndaki balık avlamak yasaklanmış. Ballıkayalar Vadisi’nin piknikçilerce kirlenmesi de özel işletmeye açılmasıyla önlenmiş.

    Ballıkayalar, doğal bitki örtüsü, arazi şartları, temiz havası ile yürüyüşçülerin piknikçilerin olduğu kadar, çok sayıda kaya tırmanış rotası ile de dağcıların uğrak yeri. İstanbul´ daki üniversitelerin doğa spor kulübü üyeleri burada kamp kurup, kaya tırmanışları yapabiliyorlar. Yaz aylarında Türkiye´çapında bir katılımla festival havasında ortak bir etkinlik gerçekleştiriliyor.
Ballıkayalar’a ulaşmak için E-5 karayolu üzerinden Gebze’ye, oradan da Tavşanlı köyüne doğru ilerleyin. Tavşanlı’yı geçip stabilize yolu takip etmelisiniz.
 
Anibal (Hanibal, Annibal, Hannibal)
 
 
 Anibal, M.Ö.247 - M.Ö. 182 ya da M.Ö. 183 yılları arasında yaşamış Sami ırkından gelen Kartacalı komutan ve devlet adamı.
 
            Kuzey Afrika'daki kudretli Kartaca ülkesinin büyük komutanı Amilkar Barka, savaşa gidiyordu. Romalıların İspanya'daki dostlarına karşı sefere çıkmadan, amacı olan Akdeniz egemenliğini kurmadan önce Esmun (savaş) ve Baal (güneş) tanrıları için kurbanlar kestiriyordu. dokuz yaşındaki oğlu Anibal da yanındaydı. birdenbire ona döndü ve sordu: "Benimle birlikte savaşa gitmek ister misin?" Çocuk, büyük bir heyecan ve istekle: "Evet!" dedi. Bunun üzerine, Amilkar Barka: "Öyleyse elini bu kurbanın üstüne koy ve Romalılardan ölünceye kadar nefret edeceğine yemin et." dedi. Küçük Anibal, büyük bir gururla elini kurbanın üstüne koydu ve yemin etti. Genç Kartacalı, bu yemine hayatının sonuna kadar bağlı kaldı. Roma'nın amansız bir düşmanı oldu. Romalılara karşı beslediği nefreti üstün yaradılışıyla besledi. bundan daha korkunç bir birleşme olamazdı.
Roma'ya karşı ilk Pön savaşını tapmış olan Hamilcar Barca (Hamilkar Berka)nın oğlu Anibal, küçük yaşlarda babasının isteğiyle, Kartaca'nın egemenliği için sürekli bir tehlike olan Roma'ya karşı her zaman kin duyacağına dair ant içti. Roma'ya karşı kin ve nefret duyguları içinde yetiştirildi ve Hamilcar'ın bütün varlığını adadığı bir amacı benimsedi: Kartaca'yı imparatorluğun bir bölümünden yoksun bırakan, küçük düşürücü 241 yılı anlaşmasını geçersiz kılmak için Roma'dan öç almak. Genç Anibal, ant içtiği günden sonra bir savaş havası içinde yaşamaya başladı. ispanya da babasının yanında bulunduğu süre içinde savaşlara katılarak iyi bir asker olarak yetişti. 9 yaşından başlayarak askerler arasında eğitilen Anibal, genç yaşta dayanıklılığını ve soğukkanlılığını göstererek askerlerin sevgisini kazandı.  Kısa bir süre sonra  Babası savaş alanında öldüğü zaman, Anibal onun yanı başında kılıç sallıyordu ve henüz 18 yaşındaydı. Babasının ölümünü müteakiben, eniştesi ve kardeşinin yardımıyla asker oldu. Bu savaş, sonunda İspanya'nın önemli bir bölümü Kartaca'nın eline geçti.
 
Roma tarihçisi Titus-Livus, Anibal konusunda şöyle yazmıştır: İnsanın birbirine en karşıt iki şeye böylesine kıvraklıkla uyduğu görülmemiştir. Bu iki şey, buyruklara uymayı ve buyruk vermeyi bilmektir. Babasının ölümünden (229) sonra kayınbiraderi Hasdrubal'in yardımcısı olan Anibal, onun öldürülmesinden (221) sonra, başkomutan seçilerek hemen büyük bir tasarıyı uygulamaya girişti. İsoanya'yı üs olarak kullanarak, Galya'yı aşmak; savaşı deniz yoluyla değil, karayoluyla Roma imparatorluğunun içine, İtalya'ya kaydırmak; daha sonrada, yakın zamanda Roma'ya boyun eğmiş hakları ayaklandırmak. Böylece, ülkenin iç kesimiyle ilişkisi kesilen Roma, kıskaç içine alınacak ve teslim olmak zorunda bırakılacaktı. Askeri hareket 219-218 arasında başladı ve 201'de sona erdi. İkinci Pön savaşı olarak adlandırılan bu savaş, Kartaca'nın yenilgisi ile sonuçlansa da, Roma'da çok güç anlar yaşamış, birkaç kez yıkılma tehlikesi geçirmiştir.
 
Mezarı bilinmemekle beraber, ölüm yeri olan Gebze'de bulunan Tübitak yerleşkesinde kendi anısına yapılan bir heykel bulunmaktadır. Heykel, 1937 yılında Atatürk'ün girişimleri sonucu yapılmıştır. Daha sonrada Gebze yerleşkesine su getirme çalışmaları sırasında bulunan bir mezarın Hannibal'a ait olduğu zannedilmektedir.Anibal için yaptırıldığı söylenen bu anıt-mezar, şu anda Marmara Araştırma Merkezi (MAM) sınırları içersinde kalmaktadır. Mezar hafta içlerinde 09: 00-17: 00 arası ziyaret edilebilmektedir. Hafta sonları ve bayram tatillerinde ise ziyarete açık değildir.
 
Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi: 
 



Camii, yapılar topluluğunun merkezinde ve Gebze'ye hakim bir mevkide yer alır.
1510 yılında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır.
    Külliyenin yapımının çok önceden planlandığı ve anonim bir çalışmayla ortaya çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Mustafa Paşa Mısır'a vali olarak atandığında yapımın sürdüğü bilinmektedir.
    Paşa Mısır bezemelerinden etkilenerek, camisi için taşınabilir parçaları Kahire'de yaptırmıştır. Darıca iskelesinden Gebze'ye ulaştırılan süsleme öğeleri Mısırlı ustalar tarafından yerlerine yerleştirilmiştir. Kare planlı, üzeri dört sütunun taşıdığı 24 metre yüksekliğindeki geniş bir kubbe ile örtülüdür. Duvarları taş zemin üzerine kesme taş ve muntazam tuğlalarla örülmüştür. Ayrıca caminin çevresi 2.5 metre yüksekliğinde oldukça kalın duvarlarla çevrilidir. Her cephesinde bir tane olmak üzere, dört giriş kapısı vardır.
    Mihrap ve duvarları kufi yazılarla süslenerek, renk düzeni görkemli Türk çinileri ile sağlanmıştır.
    Bazı araştırmacılar, bu görkemli caminin de bulunduğu külliyenin planının Mimar Sinan’a çizdirildiğini, baş kalfası Hüseyin Ağa’ya da inşa ettirildiğini ileri sürmüştür.
    Çoban Mustafapaşa Külliyesi, cami, medrese, bimarhane, kütüphane, han, hamam, kervansaray, paşa odaları, tekke, arşiv, hela, su kuyusu, şadırvan ve bir türbeden oluşmaktadır.
İbrahim Paşa Çeşmesi (Çarşı Çeşmesi):
 
Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa'nın kethüdası ve veziri İbrahim Paşa tarafından 1664 yılında yaptırılmış olup, eni boyu yaklaşık 6 metre ve kare planlıdır. Suyunun akışı terazi sistemiyle sağlanmıştır. Kitabesinde İbrahim Paşa'nın ismi ve ebcet hesabıyla düşürülen tarihi okunmaktadır. Çeşme 1933 yılında tamir ettirilmiştir. Kent merkezinin hemen ortasında, Çoban Mustafa Paşa Hamamı'nın yanı başındadır.


Hünkar Çayırı
 
 

Fatih Sultan Mehmet'in 27 Nisan 1481 Cuma günü İtalya üzerine yapılacak sefer için üç yüz bin kişilik ordusuyla Üsküdar'dan İzmit'e doğru yola çıktığında, ordusuna mola verdiği veya otağını kurdurduğu çayırlık alana Hünkar Çayırı denilmektedir. 3 Mayıs 1481 tarihinde 52 yaşında olduğu halde otağında özel doktoru tarafından zehirlenerek öldürülen Fatih Sultan Mehmet'in anısına kitabeli bir çeşme yapılmıştır. Çeşme 4. Mehmet Dönemi'nde 1659 tarihinde Sadrazam İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış ve bazı onarımlarla günümüze kadar ayakta kalabilmiştir.
 
 

Hünkar Köprüsü





Hünkar Çeşmesi


Hünkar Çeşmesi'nin önüne Fatih'in anıtı dikilmiştir. 1995 yılında park, dinlenme ve şenlik alanı olarak yeniden düzenlenen Hünkar Çayırı'nda İstanbul'un Fethi dolayısıyla her yıl geleneksel güreş şenlikleri yapılmaktadır.


Eskihisar Çeşmesi
 
 

 1772 tarihinde yaptırılan bu tarihi çeşme adını Eskihisar köyünden almıştır. Üzeri piramit şeklinde bir çatı ile örtülü olan çeşme, kare planlıdır. Ön ve arka yüzleri 270cm., yan kısımları ise 315 cm'dir. Yüksekliği de 2 metreye yakındır. Tarihi değeri büyük olan bu çeşme 1850 yılında esaslı bir onarım görmüştür.
 
 

 

Anket

Web sitemi nasıl buldunuz?

Mükemmel 106 42%
Çok iyi 31 12%
İyi 38 15%
Kısmen 29 11%
Kötü 49 19%

Toplam oy: 253

Ücretsiz web sitesi oluşturun! Webnode